15 Kasım 2008 Cumartesi

Sis Farı

Trafikte araç kullanmayla ilgili program yapan bi adam vardı bir zamanlar, kendimi onun gibi hissetmeye başladım. Ama lazım o insanlar, televizyonda aptal, yılışık, gereksiz ve adi eğlence ya da magazin programları, saçma sapan diziler yerine oturup eğitici, sosyal programlar izlese bir nebze de olsa insan olacak belki bu nüfus ama yok işte yapmıyorlar artık o programları, yapsalar bile gece 2'ye koyarlar yine izleyemezsin...

Araçlardaki sis farı nedir? Adından da, en az gelişmiş canlının bile anlayabileceği üzere; sisli havalarda kullanılması gereken far değil mi? Yani normal farların yetersiz kaldığı zamanlarda kullanılması için yapılmış bir ek donanım, ek donanım bak, her modelde yok, demek ki zorunluluk değil. Bir de dikkat et, hem arkada hem de önde bulunur ki normal zamanlarda kullandığında hem arkandakinin hem de önündekinin gözünü alır. Peki bizim az gelişmiş, görgüsüz iki ayaklılarımız ne yapıyorlar? Sırf hava olsun diye, araçlarının sis farları açıkken daha karizmatik göründüğünü düşünerek her fırsatta açıyorlar onları. Ulan gerizekalı, ne kazandıracak ki o sana? Sis farını açınca, az önce yüzüne bakmayan kadın, şimdi dönüp kucağına mı atlayacak? Ya da çok mu havalı olacaksın, böyle koltuğuna yayılıp poz verirken falan? ALO! Uyan benim beyinsiz türdeşim, kimse sana bakmıyor, aksine, önümde ve ya arkamda, o sis farlarını gözüme soktuğunda, benim de sana bir şey sokasım geliyor! Ana avrat küfür de cabası, yedi sülalenin kulaklarına uğultular salık veriyorum haberin var mı?

Ha bir de sis farının açık olduğundan haberi bile olmayan şambabalar var ki onlar zaten bambaşka. Ben bugün trafikte, yağmur yağmamasına rağmen, son sürat silecekleri çalışan bir kadınla tam 15 dakika yan yana gittim ve uzaklaşırken kadının silecekleri hala çalışıyordu... Ne sanıyordu acaba? "Arabayı çalıştırdım, sileceklerde çalıştı kendiliğinden, lazımdır dedim dokunmadım" falan mı? Düşünme yeteneğinden yoksun ne çok insan var etrafta yarabbi...

Bi de şu farlarını gidip özellikle güçlendirenler var. Hani, normal fabrikasyon farlar yetmemiş, gidip halojen ya da xenon ile farlarını güçlendirmiş. Sen nerde yaşıyorsun canım kardeşim? Ormanda mı? Dağda mı? Senin yaşadığın yerde hiç sokak aydınlatması yok mu? Peki sokak aydınlatması bile olmayan bir mahallede yaşıyorsan o altındaki araba ne? Demek ki o farları güçlendirme fikri, tamamen senin kendi gerizekalılığından gelmiş... Paran çok heralde nereye saçacağını bilememişsin.

Çok güzel olmuş. Aferim!

6 Kasım 2008 Perşembe

Korna

Başlığa bakınca neler yazacağımı tahmin ediyorsunuzdur muhtemelen, memleketimde kornanın gereksiz kullanımından falan bahsediceğimi düşünüyorsunuz, kısmen haklısınız. Aslında ben alıştım buna, yani neyi amacına uygun kullanıyoruz ki zaten? Normalde acil bir durumu ikaz vermek için yapılan bir şeyi biz, "yeşil yandı kardeşim" ya da evin önüne gelip "hüseyin abi ben geldim aşağıda bekliyorum" maksatlı falan kullanıyoruz.
Benim konum şu an o değil, ben şu an minibüs ve taksicilerin korna kullanımındaki bir sapkınlıktan sözetmek istiyorum. Bu bir saplantı, bir sapkınlık haline gelmiş, normalde sıkıntıdan bacak aralarına giden elleri, direksiyon başında da kornaya gidiyo demek. Sürekli bir korna çalma hali, ısrarla, sürekli...
Kaldırımda ya da durakta bekliyorsun, bekliyorsan, neyi beklediğini bilirsin değil mi? Ya bir otobüs ya bir taksi, dolmuş ya da arkadaşının falan gelmesini bekliyorsundur. Dolayısıyla beklediğin şey geldiğinde harekete geçersin. Peki arkadaş, bu dolmuşçular, minibüsçüler falan neden kaldırımda bekleyen insanlara korna çalarlar? DAT DAAATT "Bak taksim'e gidiyorum gelcen mi?" ya da DARARİ DARARİ "beni mi bekliyordun, aha geldim" ya da İB İİİBB "hoop geldim ben hadi bin, Aksaray'a gitcen sen, gözünden anladım hadi bin" falan mı?
Ulan ayı, ben zaten seni bekliyor olsaydım, sana bakıyor olurdum ve sen geldiğinde elimle işaret eder binerdim. Bir şey yapmıyorsam demek ki orda seni beklemiyorum değil mi? Sen niye korna çalıyorsun ki? Sanki sen çalınca ben aniden kendime gelip, "aaa dooru lan ben buna bincektim, iyi oldu hatırlattığın" diyecekmişim gibi. Gerçi bazı öyle manyaklar da var... Durakta bekler, bineceği vasıta gelince, sanki sadrazamın özel aracı, önünde durup onu alacakmış gibi, hiç el mel işaret etmeden dururlar. Sonra araç durmayınca da "aa durmadı" olur. Bi zahmet işaret edivereydin paşam, ölmezsin. Ama bunlar azınlık, biz, bineceğimiz araç gelince zaten işaretimizi veririz ne olur ne olmaz di mi?

Çalma arkadaşım, o elini kornadan çek, gürültü yapıyorsun, elin o kornaya her gittiğinde kaç kişi sana ana avrat sövüyo haberin var mı? Çalma o kornayı, hele hele gidip para verip taktırdığın o iğrenç havalı kornayı hiç çalma...

Çalma...